Bir Türk yurt dışında bir ülkede çalışmak için Kars sohbet odaları memleketinden çıkar gider, Uzun yıllarca kalacağı için ailesiyle vedalaşır ve gurbetin yolunu tutar ve gider.
Kendisinin daha evvelce çalışmış olduğu bir mühendislik şirketinin referansı ile bir yabancı ünlü şirkete yönetici mühendis olarak başlar ve çalışmalar devam eder ama bizim Türk kimseyi bilmediği yabancı bir yere gelir kendisi böyle bir yalnızlık hissi doğarken kendisiyle aynı iş yerinde çalışan bir arkadaşı ile beraber aynı şirkette çalışmaya başlarlar. Beraber çalışmalara başladıkları gibi aynı evde güzel bir şekilde yaşayıp giderken bizim türkün Kars sohbet odaları özlemi git gide artmaya başlar gider özlemle işine sarılır çalışır.
Bizim Türk çok dini hassasiyeti olan ve inancına bütün olan biri olduğu için okumayı da seven biri bunu arkadaşı dikkat ediyor ve ona sorular soruyor dinimiz hakkında gerekli sorular soruyor yanındaki arkadaşı hristiyan diye onu hor görmemesi onu daha çok mutlu ediyor ve beraber çalışmaya ve akşamları kendi dinleri hakkında konuşmalara devam ediyorlar. Uzun bir yıllar gelip geçiyor ve Türkün oradaki görevi doluyor ve yeniden memleketine dönerek kendi hayatına devam ediyor işinden evine camisini özlediğini görüp Kars sohbet odalarında yaşamaya devam ediyor bu şekilde ve aradan yıllar geçiyor ama oradaki arkadaşıyla sürekli görüşüyor telefonda İnternet de sohbetleri devam ediyor.
Aradan yıllar geçiyor arkadaşı ziyaretine geliyor onu karşılıyor evine gidiyor. Yemekler kuruluyor ama dikkati çekerek hani doğuda bayan girmez ya dikkatini çekiyor niye gelmiyorlar vesaire bizim dinimiz gibi örf adetlerimiz olur her ilin yani, Kars sohbet odalarının da bir şeyi oluyor bu şekilde der anlatır arkadaşına neyse ama arkadaşı Türkçeyi bizim Türk sayesinde çok güzel öğrenmiş ve konuşuyormuş da zaman bunlar dışarı çıkarlar gezerler tozarlar namaz vakti gelince abdeste gider cami havlusunda Türk sonra abdesti alırken mest olur bizim o kadar özene bözene aldığını görünce hayran kalır neyse bizim Türk namaza girdiğinde parkta oturur yan kamelyada mahallenin kadınları sohbet yani dedikodu yaptığını duyar ve dinler onları ama bir şey diyemez daha sonra bizim Türk gelir ona sorar sen bana Kul Hakkını anlatmıştın siz başkası olmadığı zaman onun hakkında konuşmak kul hakkı demiştin değil mi der evet der bizim Türk o zaman daha yeni kadınlar başkası hakkında konuşuyorlardı bizim Türk inkar etse de bu geri adım atmaz demek ki İslam dini böyle güzelken sayılı insanlar uyar der neyse bunlar devam eder Türk bir şey diyemez susar.
Daha sonra arkadaşı hristiyan olan derki ben aslında sen gittikten sonra sizin dininizi çok araştırdım ve dininize geçmek için yanına geldim hep güzel gidiyordu aslında o kadınları dinleyene kadardı vazgeçtim daha sonra der bizim Türk atlar her kul kendi sevabı günahıyla tartılır sadece uyarmakla mükelleftir der. Arkadaşıyla uzun uzun konuşunca ikna eder ve yeniden Müslüman olur ve bizim Türkler Kars sohbet odalarında yaşamaya devam ederler.
İşte bir kişi hakkında konuşmak kul hakkıdır değil mi aslında çok şeye sebep olduğumuzu unutmamak gerek.